Pazarda faaliyet gösteren firmaların birleşme ya da devralma işlemleri, ürünlerin daha ucuza sunulması, yeni ürünlerin geliştirilmesi ya da kalitenin arttırılması gibi çeşitli faydaları beraberinde getirebilmektedir. Diğer taraftan, bu tür işlemler hâkim durum yaratmak ya da hâkim durumu güçlendirmek suretiyle pazardaki rekabetin azalması riskini de barındırabilmektedir. Tüketiciler bakımından fiyatları arttıran, çeşitliliği azaltan ve inovasyonu zayıflatan bu tür birleşme/devralma işlemleri 4054 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile yasaklanmaktadır.
Bir birleşme/devralmanın Kanun’un 7. maddesi kapsamında bir işlem olup olmadığının belirlenmesinde kontrol unsuru göz önünde bulundurulmaktadır. Kontrol, bir teşebbüs üzerinde fiilen ya da hukuken belirleyici etki uygulama olanağını sağlayan haklar, sözleşmeler veya başka araçlarla meydana getirilebilmektedir. Bu çerçevede ancak kalıcı kontrol değişikliğinin söz konusu olduğu birleşme/devralma işlemleri 7. madde kapsamında değerlendirilmektedir. Başka bir deyişle, aynı ekonomik bütünlük içinde yer alan, aynı kişi ya da teşebbüsler tarafından kontrol edilen teşebbüslerin birleşmesi ya da bu teşebbüsler arasında gerçekleşen bir devralma kontrol değişikliğine neden olmadığından 7. madde kapsamında değildir.
Kontrol değişikliği yaratan birleşme/devralma işlemleri bakımından ise 2010/4 sayılı Tebliğ çerçevesinde ciro eşikleri öngörülmüştür. İlgili pazardaki toplam ciroları belirtilen eşiklerin üzerinde olan teşebbüslerin gerçekleştirdikleri birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanması Rekabet Kurulu’nun iznine bağlıdır. Bu çerçevede kural olarak kontrol değişikliği içeren ve 2010/4 sayılı Tebliğ’deki eşikleri aşan birleşme/devralma işlemlerinde izin alabilmek üzere Rekabet Kuruma başvurulması gerekmektedir. Bu şartları sağlamakla birlikte Rekabet Kurulu’nun izninin aranmadığı durumlar, ortak girişimler hariç olmak üzere, herhangi bir etkilenen pazarın bulunmadığı işlemlerdir.