İnternet kullanımındaki artış ve teknolojik gelişmelerin hızı, tüm dünyada teşebbüslerin iş yapma modellerini ve çalışma prensiplerini derinden etkilemiştir. Yaşanan bu dönüşüm dijital pazarlardaki tüketici tercihlerini de yeniden şekillendirmiştir. Dijital pazarlar, geleneksel iş modellerinden ayrılan ve rekabet hukuku uygulamasına meydan okuyan birçok özelliğiyle, artan oranda rekabet otoritelerinin merceğine girmekte, sıklıkla incelemelere konu olmaktadır. Bu kapsamda yalnızca ülkemizde değil küresel ölçekte de dijital pazarların yapısına ve işleyişine uygun rekabetçi müdahalelerin neler olabileceği, yakın gelecekte rekabet hukuku ve politikasının nasıl şekillenebileceği sorularına yanıt aranmaktadır.
Rekabet Kurumunun dijital pazarlar özelindeki tecrübeleri, bu pazarların geleneksel pazarlardan farklı karakteristik özelliklere sahip olduğunu, bu pazarlara yönelik yapılan ve yapılacak incelemelerde ilgili pazarların tanımlanmasının, bu pazarlarda teşebbüslerin pazar gücünün doğru şekilde tespitinin, bir zarar teorisi çerçevesinde ihlal konusu davranışın doğru şekilde ortaya konulabilmesinin ve ihlale yönelik uygun ve etkili hukuki çözümün tasarımının görece güçleşebildiğini göstermektedir. Zira dijital pazarlar; güçlü ağ etkileri, veri sahipliğine dayanan güç, pazarların evrilmeye eğilimli yapısı, pazara girişin ve pazarda büyümenin önündeki yüksek engeller, teşebbüslerin hızlı şekilde olağandışı büyüklüklere ulaşması ve farklı sektörlere faaliyetlerini kolaylıkla kaydırabilmesi ile onlarca farklı iş modelini barındırması gibi özelliklerle karakterizedir. Tüm bu özelliklerin bileşimi ise evrensel olarak bu pazarlardaki rekabet hukuku uygulamalarını önemli ölçüde etkilemekte ve çoğunlukla zorlaştırmakta, bu yönüyle de rekabet hukuku uygulaması bakımından yeni araç arayışlarına yol açmaktadır.
Ülkemiz nüfusu bakımından internet kullanıcı sayısının ve internette geçirilen sürenin giderek artıyor olması da, bu kullanıcıların dijital pazarlarda faaliyette bulunan teşebbüsler ile günlük hayatın her noktasında yoğun bir şekilde karşılaşmalarına yol açmakta, bu da söz konusu teknoloji teşebbüslerinin rekabeti sınırlayan ve/veya sınırlayabilecek eylemlerinden tüketicilerin/kullanıcıların daha fazla etkilenmelerine neden olabilmektedir. Tüketiciler üzerindeki olası etkilere ek olarak, yatırımların, inovasyon güdüsünün ve dijital pazarların rekabetçi yapısının da bu eylemlerden olumsuz etkilenme riski doğmaktadır.
Bu amaçla Türk rekabet hukukunun dijital pazarlardaki uygulamalarına ve bu pazarlar özelinde karşılaşılan zorluklara, dolayısıyla da bu pazarlar özelinde ihtiyaç duyulan politika değişikliklerine ilişkin olarak Rekabet Kurumu nezdinde yürütülen çalışma nihai halini almıştır. Dijital pazarlara ilişkin olarak tüketicilerden büyük teknoloji şirketlerine kadar birçok paydaşı ilgilendiren ve geleceğe dönük bir yol haritası oluşturmayı hedefleyen bu çalışmanın, sağlanacak etkileşim ve elde edilecek geribildirimlerin katkı sağlayacağının öngörülmesi nedeniyle, kamuoyuyla paylaşılmasına karar verilmiştir. Çalışma sayesinde Rekabet Kurumunun dijital pazarlara bakış açısını, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki mevcut hukuki araçlarını, bu alandaki somut uygulamalarını görmek ve yakın geleceğe ilişkin hedeflerini ve vizyonunu şekillendirmek mümkün hale gelmiştir.
“Dijital Dönüşümün Rekabet Hukukuna Yansımaları” başlıklı çalışma metnine ulaşmak için tıklayınız.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.